Gayrimenkul değerleme diğer bir adıyla ekspertiz faaliyeti, değerleme uzmanı tarafınca tüzel ya da gerçek kişi veya kamu kurum kuruluşlarına ait olan gayrimenkullerin, gayrimenkul projelerinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların yürürlükte bulunan mevzuat kuralları çerçevesinde, taşınmaz/varlık için en uygun değerleme yönteminin seçilerek, bağımsız ve tarafsız olarak, belirli bir tarihteki değer takdirinin yapılması ve değerleme raporunun hazırlanmasıdır.
GAYRİMENKUL DEĞERLEME UZMANI KİMDİR?
Gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından değerleme kadrosunda gayrimenkul değerlemesi yapmak üzere tam zamanlı olarak istihdam edilen veya sözleşme imzalamak suretiyle kuruluşa dışarıdan değerleme hizmeti sağlayan, asgari 4 yıllık üniversite mezunu, gayrimenkul değerlemesi alanında en az 3 yıllık tecrübesi bulunan ve Kurulca verilen Gayrimenkul Değerleme Lisansına sahip olan gerçek kişilere Gayrimenkul Değerleme Uzmanı denir.
Değerleme mesleğini öğretmek, yetiştirmek ve tecrübe kazandırmak amacıyla, gayrimenkul değerleme uzmanları refakatinde değerleme faaliyetlerinde bulunmak üzere gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından istihdam edilen, asgari 4 yıllık üniversite mezunu, Kurulca verilen Gayrimenkul Değerleme Lisansına sahip olan ancak gayrimenkul değerleme uzmanı olmak için gereken tecrübe şartlarını henüz taşımayan gerçek kişilere Gayrimenkul Değerleme Uzman Yardımcısı denir.
Gayrimenkul değerleme kuruluşu tarafından konut değerlemesi yapmak üzere tam zamanlı olarak istihdam edilen veya sözleşme imzalamak suretiyle kuruluşa dışarıdan konut değerlemesi hizmeti sağlayan, gayrimenkul değerlemesi alanında en az 1 yıllık tecrübesi bulunan ve Kurulca verilen Konut Değerleme Lisansına sahip olan gerçek kişilere Konut Değerleme Uzmanı denir.
Ülkemizde mahkemelerde veya kamuda daha çok “Bilirkişi” olarak kullanılmaya devam edilse de son 20 yılda artan gayrimenkul değerleme talebi ve mevzuat düzenlemeleri ile paralel sıkça kullanılan Gayrimenkul Değerleme Uzmanı tanımı kabul görmüş durumdadır.
Değerleme uzmanları mesleğini icra edebilmek için TDUB’a üye olmak ve belli dönemlerde yenileme eğitimlerine katılmak zorundadır.
GAYRİMENKUL DEĞERLEME ŞİRKETİ NEDİR?
Ülkemizde değerleme faaliyeti Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenmiş tebliğlerle yetkilendirilmiş Lisanslı Gayrimenkul Değerleme Şirketleri tarafından ifa edilmektedir. Anonim Şirket yapısıyla tüzel kişiliğe sahip bu şirketler SPK yetki ve denetimi altındadır. Ayrıca bu şirketler isterlerse Finans Kurumlarna değerleme hizmeti verebilmek için gerekli şartlara haiz olmak koşuluyla Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) lisansına da sahip olabilirler.
SPK(Sermaye Piyasası Kurulu), BDDK(Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu) ve TDUB(Türkiye Değerleme Uzmanları Birliği) tarafından yetkilendirilen şirketler, Uluslararası arazi, gayrimenkul, inşaat ve altyapı değerlemesi, yönetimi ve geliştirilmesinde en yüksek uluslararası standartları teşvik eden ve uygulayan profesyonel bir kurum olan İngiltere merkezli Royal Institution of Chartered Surveyors(RICS) tarafından “Regulated by RICS” statüsü ile de gerekli şartları sağlamaları halinde Avrupa’daki Şirketler listesine kabul edilebilmektedir.
GAYRİMENKUL DEĞERLEME NASIL YAPILIR?
Değer bir varlığın para ile ölçülebilen karşılığıdır. Gayrimenkul Değerleme, bir gayrimenkulün, gayrimenkul projesinin veya bir gayrimenkule bağlı hak ve faydaların belli bir tarihteki muhtemel değerinin bağımsız ve tarafsız olarak takdiri anlamına gelir.
Değerleme, bir varlığın Pazar Değeri veya Pazar Değeri dışındaki esaslara göre yapılır. Pazar, fiyat, maliyet ve değer kavramları, tüm değerlemelerin temelinde yer almaktadır. Değerleme açısından eşdeğer bir öneme sahip olan bir diğer unsursa, değerleme sonuçlarına nasıl ulaşıldığının anlaşılabilir şekilde ifade edilmesidir.
Gayrimenkul değerleme sürecinde Uluslararası Değerleme Standartları Konseyi’ nin (IVSC) yayınladığı Uluslararası Değerleme Standartlar çerçevesinde raporlama yapılmaktadır. Değere ulaşmak için üç farklı yaklaşım kullanılmaktadır. Uluslararası Değerleme Standartları kapsamındaki bu üç farklı değerleme yaklaşımı “Pazar Yaklaşımı”, “Gelir Yaklaşımı” ve “Maliyet Yaklaşımı” dır.
Üç yaklaşımın Uluslararası Değerleme Standartları’na göre tanımları şöyledir;
Pazar Yaklaşımı
Pazar yaklaşımı, gösterge niteliğindeki değerin, değerleme konusu varlıkla fiyat bilgisi mevcut olan aynı veya benzer varlıklar ile karşılaştırmalı olarak belirlenmesini sağlar.
Pazar yaklaşımında atılması gereken ilk adım, aynı veya benzer varlıklar ile ilgili pazarda kısa bir süre önce gerçekleşmiş olan işlemlerin fiyatlarının göz önünde bulundurulmasıdır. Az sayıda işlem olmuşsa, bu bilgilerin geçerliliğini saptamak ve kritik bir şekilde analiz etmek kaydıyla, benzer veya aynı varlıklara ait işlem gören veya teklif verilen fiyatları dikkate almak uygun olabilir. Gerçek işlem koşulları ile değer esası ve değerlemede yapılan tüm varsayımlar arasındaki farklılıkları yansıtabilmek amacıyla, başka işlemlerden sağlanan fiyat bilgileri üzerinde düzeltme yapmak gerekli olabilir. Ayrıca değerlemesi yapılan varlık ile diğer işlemlerdeki varlıklar arasında yasal, ekonomik veya fiziksel özellikler bakımından da farklılıklar olabilir.
Gelir Yaklaşımı
Gelir yaklaşımı ana başlığı altında değeri belirleyebilmek için farklı yöntemler kullanılmakta olup bunların tümünün ortak özelliği, değerin hak sahibi tarafından fiilen elde edilmiş gerçek veya elde edilebilecek tahmini gelirlere dayanıyor olmasıdır.
Bir yatırım amaçlı gayrimenkul için gelir, kira şeklinde olabilirken, sahibi tarafından kullanılan binada mülk sahibinin eşdeğer bir mekânı kiralamak için katlanacağı maliyete dayanan varsayımsal bir kira (veya tasarruf edilen kira) olabilir. Tanımlanan nakit akışları daha sonra bir kapitalizasyon sürecine tabi tutularak değer belirlemesinde kullanılır. Sabit kalması beklenen gelir akışları, genellikle kapitalizasyon oranı olarak adlandırılan tek bir çarpan kullanılarak kapitalize edilebilir. Bu rakam, paranın zaman maliyeti ile mülkiyet risklerini ve getirilerini yansıtması beklenen, yatırımcı için getiriyi veya “verimi”; mülkü kendi kullanan bir mülk sahibi için ise kuramsal bir getiriyi temsil eder.
Maliyet Yaklaşımı
Maliyet yaklaşımı, gösterge niteliğindeki değerin, bir alıcının, belli bir varlık için, ister satın alma, isterse yapım yoluyla edinilmiş olsun, kendisine eşit faydaya sahip başka bir varlığı elde etme maliyetinden daha fazla ödeme yapmayacağı ekonomik ilkesinin uygulanmasıyla belirlenmesini sağlar.
Bu yaklaşım, pazardaki bir alıcının gereksiz külfet doğuran zaman, elverişsizlik, risk gibi etkenler söz konusu olmadıkça, değerlemesi yapılan varlığa ödeyeceği fiyatın, eşdeğer bir varlığın ister satın alma ister yapım yoluyla maliyetinden fazla olmayacağı ilkesine dayanmaktadır. Değerlemesi yapılan varlıkların cazibesi, yıpranmış veya demode olmaları nedeniyle, genellikle satın alınabilecek veya yapımı gerçekleştirilebilecek alternatiflerinden daha düşüktür. Bunun geçerli olduğu hallerde, kullanılması gereken değer esasına bağlı olarak, alternatif varlığın maliyeti üzerinde düzeltmeler yapmak gerekebilir.